Pazarlamanın Çekirdeği: Çekirdek Pazarlama
- Ahmet Çağlar BİRDAL
- 9 Ara 2021
- 2 dakikada okunur
İlk ticari başarısızlığınızı hatırlıyor musunuz? Eskilere dalıp ama fena gümlemiştik dediğinizi.
Hatırlayın bence. O hikâyeler en az 3-5 ansiklopedik bilgi ve veri barındırır.
Gülmeyin ama, benim ilk ticari girişimim takribi 10-12 yaşlarımdayken oldu.
Kayseride, dedemlere ait bir evin önünde çay bardağından ölçek, gazeteden, külah yapıp çekirdek satıyordum. Fakat şöyle bir durum vardı. Bir tek ben satmıyordum. İşlek ve yürüyüş güzergâhında olan bir cadde olduğu için yol boyunca benim gibi birçok çekirdek satıcısı vardı.
Pazarlamada kullanılan bazı argümanların ortaya çıkışı ve kullanımı, ihtiyaçlar ve zaruretler sonrasında oluşmaktadır.
Tabii ki de o zamanlar bilinçli yapılmış bir şey değildi ama birbirimizle aynı formda aynı dizaynda çekirdek satarken bir şekilde rakiplerimden ayrışmam gerektiğini düşündüğümü hatırlıyorum.
Müşterilerin çekirdeği gelip benden alması yâda almaması durumu tamamen benim lokasyon avantajıma hatta birazda şansıma kalmıştı. Bu işi dış faktörlerin eline hatta müşterilerin tezgahıma tamamen tesadüfi gelebilme ihtimaline bırakmamalıydım.
Sizce ne yapmalıydım?
Evet Kapı kapı çekirdek satabilir, müşteri beklemek yerine ben müşterilerin ayağına gidebilirdim. Bu sayede rakiplerden daha çok sayıda bir tüketiciye ulaşılabilirdim. Ama o zamanda bu organizasyon için harcadığım emek ve masrafdan dolayı ürünümün maliyeti artmaz mı?
Kapı kapı çekirdek satarken ulaşmaya çalıştığınız kitle çekirdeğe ihtiyaç duymuyor olabilir. Çekirdek seven evlerin adresi ya da sevmeyen evler listesi gibi filtrelenmiş bir veri ya da bir anket sonucu yok ki elinizde.
Evinde o esnada işi başından aşkın, bulaşık yıkayan bir ev hanımına denk gelmeniz, evinde oturmuş dünya kupası finalini izleyen ve ah çekirdek olsa da yesek diyen bir müşteriye denk gelmenizden çok daha yüksek bu kesin.
Üstelik, insanların akşam üstü yürüyüşüne çıkarak yazlık çay bahçelerine doğru yürüdüğü bir güzergâhtaysanız bulunduğunuz lokasyonu daha çok satış yapma hevesi ile terk etmeniz çok da akıllıca olmasa gerek.
Nitekim şimdilerde hatırladığım kadarı ile o dönem rakiplerimden ayrışmam ve farklılaşmam, o zamanki aklımla, çekirdek tezgahında tekerleme ve mani benzeri şeyler söyleyerek olmuştu.
Bu hikaye benim için müthiş bir hikayedir. Pazarlama, satıştan neden bağımsızdır, işletmeler neden pazarlamaya ihtiyaç duyar hepsini barındırır içerisinde.
Finalde ben işi büyütüp çekirdek işini toptan yapmaya, hatta ihracatını bile yapmaya başlamadım tabii ki.
Ben ürünümü hizmetle birleştirince rakiplerimden ayrıştım, farklılaştım. Buda babaannem ve arkadaşlarının dikkatini çekmiş olsa gerek ki yürüyüşe giderlerken hepsi ceplerini benim tezgâhımdan doldurur vaziyete gelmişti. Ama para vermedikleri için ben tezgâhı tasfiye etmek zorunda kaldım.(Burada Gülebilirsiniz)
Zamanında tahsilat yapamazsanız önce öz sermayeniz erir, finansman arayışına girersiniz sonra bulduğunuz finansman maliyetini kar marjınız süspanse edemezse de ter temiz batarsınız.
Bu işin tahsilat kısmı. Belki de sonraki yazılarımda işleyebilirim.
Ben Pazarlama olarak amacıma ulaşıp başarılı olmuştum belki ama babaannem ve onun çekirdek mafyası arkadaşları hiç hesapta yoktu.

Comments